Paramaz ve yoldaşlarından özür dilemeliyiz

[ A+ ] /[ A- ]

Şaban İBA
Özgür Gündem

Mayıs 1915’te (Ermeni toplumunun büyük soykırımı için çıkarılan “Tehcir Kanunu” aynı gün kabul edilmişti) idam kararları veYarın 15 Haziran 1915’de İstanbul’da Hınçak Partisi Merkez Komite üyesi Paramaz (Madteos Sarkisyan) ve partinin 19 üyesinin topluca idam edilişlerinin 99. yıldönümü.

Uzun tutukluluktan ve 17 günlük hızlı bir yargılamadan sonra 20 Ermeni sosyalisti için 27 Mayıs 1915’de (Ermeni toplumunun büyük soykırımı için çıkarılan “Tehcir Kanunu” aynı gün kabul edilmişti) idam kararları verildi.

15 Haziran 1915 sabahı Beyazıt Meydanı’na kurulan darağaçlarının altında 20’lerin yüzlerine karşı idam fermanları okunurken Paramaz, arkadaşlarına dönerek, “Yoldaşlar, yiğitçe, başımız dik gideceğiz ölüme” dedi. İdam sehpasında ise onları izleyen sivil ve askeri erkana karşı “Siz, sadece bizim vücudumuzu yok edebilirsiniz, fakat inandığımız fikirleri asla… Yarın Ermenilik, ülkenin Doğu’sunda özgür ve sosyalist Ermenistan’ı selamlayacaktır!” diye haykırdı. Ardı ardına darağacına çıkarılan yoldaşları da benzer şiarları haykırarak Paramaz’ı izlediler.

Mahkeme Paramaz ve yoldaşlarını ‘’Özgür ve bağımsız bir Ermenistan kurma amacıyla silahlı eylemlerde bulunmak, yabancı devletleri Osmanlı’ya karşı kışkırtarak devletin bölünmez bütünlüğüne yönelik tehlikeli planlar yapıp, Osmanlı halklarından bir kısmının Osmanlı hâkimiyetinden ayrılıp kendi başına devletler yaratma amaçlı değişik yerlerde alenen ve gizli toplantılar gerçekleştirmek, basın-yayın yoluyla bu amaçların propagandasını yapmak ve kışkırtıcı çalışmalar örgütlemekle’’ suçlamıştı. Sonraki süreçte devletin benzer suçlamalarının muhatabı olmasına karşın Türkiye sosyalist hareketi 20 Ermeni devrimcinin çığlığını duymadı. Türkiye tarihinin bu ilk toplu sosyalist katliamını görmezden geldi. Bu dönemde oldukça etkili olan Ermeni, Rum, Kürt ulusal ve sol örgütlerini yok sayarak kendi tarihini sadece Türk ulusal ve sınıfsal örgütleri ve kişiler üzerinden başlattı.

Bu nedenle kuruluş süreci Almanya’ya kadar uzanan ve 20 Eylül 1919’da İstanbul’da 3.Enternasyonale bağlı olarak kurulan Türkiye İşçi ve Köylü Sosyalist Fırkası’nı ve devamında 10 Eylül 1920’de yurtdışında Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin “politik bir kolu” gibi kurulan Türkiye Komünist Partisi tüm sol ve sosyalist örgütlerin kökeni haline geldi. TKP’nin önderi Mustafa Suphi ve 14 arkadaşının öldürülmesi de, sosyalistlerin ilk toplu katliamı olarak ilan edildi. Oysa Osmanlının son döneminde ilk sosyalist örgütlenmeler daha çok başta Ermeniler olmak üzere, Rumlar, Bulgarlar, yani Müslüman olmayan unsurlar arasında filizlenmiş, ilk sosyalist örgütlenme de 1880’li yıllarda Hınçaklar ile başlamış ve cumhuriyet dönemine kadar etkili bir şekilde devam etmişti. 1915 ve sonrasında Ermeni, Rum ve diğer Hristiyan unsurlar tasfiye edilerek sosyalist düşüncenin ana kaynağı adeta kurutuldu ve geriye devletin bekasını temin için Türk burjuvazisiyle işbirliği yapan “millici sosyalizm” anlayışı egemen oldu. 1920’li yılların ortalarından itibaren Kemalist hareketin “Tek dil, tek ülkü-tek kültür” söylemi Müslüman olmayan azınlıkların Türkleştirilme projesi olarak hayata geçirilirken, bunun etkisinde kalan Türkiye sosyalist hareketi Kemalist iktidarın icazetine dayanarak Nasyonalist bir çizgide, başka bir deyişle “Türk solu” olarak varlığını sürdürdü.

Cumhuriyet dönemi boyunca devletin Ermenileri, Rumları, Kürtleri, Lazları, Çerkezleri, Arapları, Alevileri, Süryanileri, Ezidileri vb. Anadolu ve Mezopotamya coğrafyasında halklar ve inançlara yönelik inkar ve imha politikalarına bir şekilde destek olan Türkiye sosyalistleri, öncelikle Paramaz ve yoldaşlarından ve ayrıca tüm milliyetlerden ve inançlardan özür dilemelidir. Çünkü egemen ulus devrimciliğinden kaynaklanan şoven ve sosyal şoven tutumlarımızın bir sonucu olarak içine düştüğümüz bu durumdan özeleştiri yaparak kurtulabiliriz. Bu anlayışı yıkmak ve kendi tarihimizle yüzleşmek için yarın HDK, HDP ve BDP olarak Beyazıt Meydanı’na çıkarak tarihimizin unutulan/unutturulan bu acı gerçeğini bilincimize kazımalıyız.