Affedersiniz ama varız ve var olacağız

[ A+ ] /[ A- ]

ist-070814-erdogan-ermeniler-kinama2

Sayat TEKİR
Atılım

5 Ağustos 2014 günü Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı(!) ve Cumhurbaşkanı adayı(!) Recep Tayyip Erdoğan’ın yapmış olduğu “Benim için neler söylediler. Gürcü’dür diyen oldu. Çıktı bir tanesi affedersin çok daha çirkin şeylerle, Ermeni diyen oldu” söylemi esasında Ermeniler için şaşkınlık uyandıran bir söylem değildir. Geçmiş dönemlerde de Ermenilere yönelik bu gibi nefret söylemleri hem devlette hem medyada hem de sivil toplumda çokça sarf edilmiştir.

Birkaç yıl önce yine Erdoğan tarafından “Ne Ermeniliğimiz, ne Yahudiliğimiz, ne çok affedersiniz Rumluğumuz kaldı” ya da dönemin içişleri bakanının Meral Akşener’in ‘’Ermeni dölü’’ söylemleri devletin Ermenilere 1915’ten beri nasıl baktığını en iyi şekilde göstermektedir. Çeşitli ideolojik aygıtlar (din, medya, eğitim vs.) kullanılarak halkları birbirine düşüren bu gibi nefret söylemleri her zaman ülkede gerçekleşen katliamlarda motor işlevi görmüştür. 1915 öncesi ve sonrası yaşanan kıyımlarda yedi Ermeni öldürmenin kişiyi cennete götüreceği fetvalarının etkisi büyüktü.

“Affedersiniz” söylemi şüphesiz ki sadece Ermenilere karşı değil daha önce de birçok farklı gruba yapılmıştır. Burada konu Ermenilik ya da Başbakan’ın nobranlığı değil bir düşünce dünyasının en sade hali ile ifadesidir. Esasında başbakan bu nefret söylemi ile Türkiye’de hiç de azımsanmayacak bir sayıda olan ve Ermenilerin ülkede olmamasını ya da yok olmalarını isteyen güruhun sözcülüğünü yapmıştır. Bu sözcülüğü görmek istemeyip, bunu basit bir dil sürçmesi olarak ifade edenler unutmamalıdırlar ki “100 bin Ermeni’yi göndeririz” söylemi de Erdoğan’a aittir.

‘AFFEDERSİNİZ ERMENİ’DEN TÜRKİYELİLİĞE

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden birkaç gün önce nefret söyleminde bulunan Erdoğan, Nor Zartonk’un ve duyarlı Ermenilerin çağırıcılığıyla Agos önünde gerçekleşen kitlesel eylem sonrası; önce Egemen Bağış’ı Kınalıada’ya gönderip Ermeni vakıf temsilicileri ile buluşturmuş, seçim sonrası balkon konuşmasında ise Türkiyelilik kavramını kullanmıştır. “Affedersiniz” Ermeniler’den Türkiyeliliğe dönüşen söylem, Ermeni halkının sokağa çıkıp kendi hakkını savunması ile mümkün olmuştur.

Tüm bunlar gerçekleşirken Egemen Bağış ile görüşen Ermeni vakıf temsilcilerinin söylemlerini unutulmamalı ve kamuoyuna verilen fotoğraf, vakıf seçimlerinde Ermeni halkı tarafından hatırlatılmalıdır. Bu fotoğraf, kurumların devamlılığını bahane ederek salt kendi çıkarlarını düşünen burjuva elitlerinin ifşasıdır. Öte yandan Ermeni halkı; söylemin iyi olmadığını kabul ederek cansiperhane bir biçimde Erdoğan’ı savunan Markar Esayan’ı ve Etyen Mahçupyan’ı da unutmamalıdır. AKP’li Ermenilerin pragmatik duruşları nedeniyle, kendi halklarına yönelen bir tavırda AKP’li olmalarını Ermeniliklerine tercih ettiklerini bir kez daha görmekteyiz.

Türkiye’deki tüm ezilen halklara, Hristiyanlara, Musevilere, Alevilere, Ezidilere, kadınlara, LGBTİ’lere kısaca Türk-Müslüman-Sünni -Erkek olmayanlara yönelen bu saldırgan ırkçı tavır ve devlet erkanınca kullanılan nefret dolu dil, devletin tekçi anlayışının ve kendisi gibi olmayana karşı tahammülsüzlüğünün dışa vurumudur. Bu dışa vurumun sonucu Ermeni emekçilere; kilise ve sinagog saldırıları, linçler ve cinayetler olarak dönmektedir. Gerçekleşen bu gibi nefret söylemleri ve yaşanan olaylarda saldırganların cezasız bırakılmaları ise failleri teşvik etmektedir.

Şu unutulmamalı ki biz ‘bir bebekten katil yaratan’ bu ırkçı ve tekçi zihniyete karşı bir arada durarak, çoğulculuğu ve kardeşliği savunmaya devam edeceğiz. Tüm bu nefret ortamına karşı biz saklanarak, aslını inkar ederek değil, dayanışarak varlığımızı sürdüreceğiz!

* Sayat Tekir, Ermenilerin Özörgütlülüğü Nor Zartonk’un (Yeni Uyanış) eş sözcüsü

** Atılım Gazetesi’nin 15 Ağustos 2014 tarihli 134. sayısında yayımlanmıştır.