Özlem GALİP
Yeni Özgür Politika
Nor Radyo 4 yıla yakın bir süredir aralarında Kürtçenin Kirmanckî ve Kurmancî lehçelerinin de bulunduğu 9 farklı dilde yayın yapıyor.
‘Dünyanın tüm sesleri birleşin’ sloganıyla yayın hayatına başlayan Nor Radyo, internet yayıncılığı sayesinde bütün dünyada dinlenebiliyor. Yayın akışında kültür-sanat, edebiyat, toplumsal cinsiyet, ekoloji ve siyaset programları da bulunan Nor Radyo’nun Yayın Kurulu üyeleri Murat Gözoğlu ve Melis Tantan ile söyleşi yaparken, Kirmanckî ve Kurmancî program yapan Bedel Boseli ile Nurullah Bürçün’den de radyo üzerine görüşlerini aldık.
Nor Radyo ve yayın akışından bahsedebilir misiniz?
Murat Gözoğlu: Radyo Nor Zartonk’un 17 Ocak 2009’da düzenlediği bir Hrant Dink etkinliğinden ilk yayınını yaparak başladı. Ermenice radyo zaten çokça tartışılan bir şeydi. Bir radyo kurma düşüncesi de çok öncesine dayanıyordu. Türkiye Ermeni toplumu içinde olan RADOK’un (Radyo Oluşturma Kurumu) bu konuda önceden yaptığı tartışmalar vardı. Biz internet radyosu oluşturma fikrini o zaman da atmıştık ortaya. Daha sonra o kuruma yardımcı olmayı daha manalı bulmuştuk. Ama sonra da olmadı o proje. FM bandının maliyeti de çok fazla olduğu için, en uygun şekilde bu işi başarmanın tek yolunun internet radyosu olarak kurulması olduğu ortaya çıktı. Tamamen gönüllülük esasına dayalı olarak işliyor bu radyo. Kimsenin bir maddi kazanç elde etmek gibi bir amacı yok.
Peki programların işleyişi nasıl oluyor?
Melis Tantan: Biz ilk önceleri akşam 19:30’dan gece 01:00’e kadar yayın yapıyorduk. Hem tematik programlar vardı hem de Anadolu’da konuşulan dillerden içerikleri oluşan programlar vardı. İlk olarak Ermenice, Hemşince ve Rumca olmak üzere 3 dilde başladı. Şimdi 9 dile çıkmış durumda. Bunların içinde Türkçe, Kurmancî, Kirmanckî, Lazca, Adigece, Çeçence var.
Peki program yapmak isteyen kişilere ulaşmak kolay oldu mu? Bu fikre nasıl yaklaştılar?
Melis Tantan: Arkadaşlarımızdan yapanlar oldu. Kurumlar üzerinden ulaştığımız kişiler oldu. Başka radyolarda özellikle anadillerinde program yapan arkadaşlarla görüştük. Kimi zaman hem orada hem burada program yaptılar. Bizlere gelip ‘program yapmak istiyoruz’ diyenler oldu.
Buna benzer formatta radyolar var mıydı?
Murat Gözoğlu: Yaşam Radyo vardı. O da kapandı. Şu an çokdilli yayıncılıkta sadece TRT ve biz kaldık. TRT’nin de misyonu belli. Radyomuzun belli ilkeleri var. Radyomuz çok kültürlü ve bir arada yaşamın sesi olmaya çabalıyor. Program yapacak kişilerin milliyetçiliğe, her türlü ırksal, etnik, cinsel ayrımcılığa karşı; barış, özgürlük, eşitlik ve kardeşlikten yana tavır alması ve programlarda da bu ilkelerin dışına çıkmaması gerekiyor. Çünkü misyonumuz bu.
Herhangi bir kurum veya sivil toplum kuruluşlarından maddi manevi destek veren oldu mu?
Murat Gözoğlu: Maddi olarak bir destek almadık ve talep de etmedik. Ama manevi destek olarak örneğin Ermeni Kültür ve Dayanışma Derneği’nin odasını stüdyo olarak kullanıyoruz. Jıneps gazetesinden iki kişi Çeçence ve Adiğece program yapıyor. Bu şekilde bir dayanışma ağı oluşturduk. Bu coğrafyada yaşayan insanların birbirleriyle dayanışma kültürünü oluşturmak ve iki farklı etnik kimliğin birbirlerine olan önyargılarını kırmak biraz da amacımız. Şöyle bir örnek vereyim: Son iki dönemdir ilk defa Adigece, yani Çerkesce programlarımız oldu. Bu arkadaşlarımız programlarına başladıklarında kendi çevrelerinden ‘Ne işiniz var orada, Ermenilerle’ gibisinden tepkiler almışlar. Ama biz 21 Mayıs’ta Çerkes Soykırımı ve sürgünü özel programı yaptık gün boyu. O programdan sonra o insanların önyargılarını kırdık. Bizim için en güzel ve somut örnekti bu.
Anadil programlarımız var ama bunu dışında kadın ve toplumsal cinsiyet programlarımız da var. Siyasi tutsakların sıkıntılarını anlatan, onların mektuplarını okuyan bir programımız var, Deli Dalgalar isimli. Ortadoğu gündemiyle ilgili bir programımız var, Ortadoğu Güncesi. Kültür sanat ve spor programlarımız var. Mesela spor programını yapan arkadaşlarımız Ermeni toplumu içerisindeki spor müsabakalarını konu edindiler, konuklar getirdiler. Ekoloji programlarımız var, nostaljik müziklerin çalındığı müzik programımız var. Edebiyat programımız var Hênik adında. Caz müziğin protest açısını ön plana çıkaran Caz Bohçası programı. Dengbêjleri konu edinen Deng û Reng isimli bir program var. Alevi kültürüne ve deyişlerine yer verilen bir programımız var Peyman isminde.
Önümüzdeki dönemlerde ne gibi şeyler yapmak istersiniz?
Murat Gözoğlu: Yayın yaptığımız dil sayısını arttırmak istiyoruz, mesela Süryanice de olsun, Pomakça da olsun, Arapça da olsun, Doğu Ermenicesi de olsun… Hem anadilde programları hem de tematik programları arttırmak istiyoruz. Yayın saatlerimizi de arttırmamız lazım. Günde 24 saat yayınımız var ama 24 saat canlı yayınımız yok. Gün içinde müzik akışı, ağırlıklı olarak akşam saatlerinde ise canlı yayınlarımız var. Şu anda hem Türkiye’den hem de yurtdışından program yapan arkadaşlarımız var. İnternet radyosu olmamızın kolaylığı da o zaten. İnternetin ve mikrofonun olduğu her yerde yayın yapabilirsiniz.
Kürtçe programlarınızdan da bahsedebilir misiniz?
Murat Gözoğlu: Kirmanckî son bir dönemdir program yapıyoruz, Hard û Asmen isimli bir programımız var. Kurmancîyle de son 2.5 senedir programlarımız var. Dengê Hêviyê isimli programımız halen devam ediyor. Bir de Deng û Reng var son iki dönemdir.
Peki dinleyici kitlenizin profili nasıl?
Murat Gözoğlu: Etnisite bakımından çok çeşitli, 9 anadilde program dinleyen çok farklı bir kitle var. Yaş olarak, bize geri dönüşlerden çıkarım yaparsak daha ziyade 30-40 yaş üzeri bir dinleyici kitlemiz var. Gençler de apolitik yetişme durumu söz konusu ne yazık ki. Bulundukları ortam onları ne yazık ki depolitize ediyor. Tabii Kürt halkını bundan ayrı tutmalıyız. Bizim programlarımızda magazinsel ya da popüler kültürü işlemediğimiz için gençler çok fazla dinlemiyor olabilir.
Radyonuzu isteyenler hangi adresten dinleyebilir?
Melis Tantan: www.norradyo.com internet sitemizin adresi. Ayrıca cep telefonunuzdan dinlemek için TuneIn isimli uygulamayı akıllı telefonunuza yükleyerek oradan Nor Radyo’yu dinleyebilirsiniz. Bazı sitelerde radyomuzun Player’i var, kendi sitelerine radyomuzun Player’ini yüklemek isteyenler olursa bizimle iletişime geçebilirler.
Demokratik, berrak ve özgürlükçü
Bedel Boseli:
Başından beri Nor Radyo’da Kürtçe program sunmaktayım. Bu programda Kürt müziğinin yanına Kürtlerin tarih, kültür ve siyasi mücadelesine dair sunumlar yapıyorum. Başkalarının biz Kürtleri tanıması için önce bizim kendimizi tanımamız, bilmemiz lazım. Sunduğum Dengê Hêviyê programı bu düşünce üzerine başladı ve öyle de devam etti. Bana göre radyonun en anlamlı ve özel yanı son derece demokratik, berrak ve özgürlükçü olmasıdır. İnsani haklar çerçevesinde her programcı özgür ve özgündür. Her ne kadar bu iddiada olan çokça kurum varsa da pratikte böyle bir şey görmediğimiz aşikar. Fakat Nor Radyo bu kültürü içselleştirmeyi başardı. Bu sebeple takip edilmesi, örnek alınması, üzerinde durulması gerekli olup, takdire şayandır.
Nurullah Bürçün:
İnsanların şehre çıkması yasaklarla engellenmiş bir dille elektronik cihazlar karşısında konuşma hissini tanımlamak zorunda kalmaları sanırım sadece bu ülkede karşılaşılacak bir durum. Çok garip bir metaforda yapıyoruz programlarımızı ve çok garip bir tadı var. Dinleyicilerimiz açısından da bu böyle ama bizim bu tadı başkalarına anlatabilecek bir kelimemiz maalesef yok. Benzer durumların yaşanmasını asla istemediğimiz için de yokluğu eksiklik hissettiren bu kelimenin bulunma ihtiyacını gidermek yerine temennilerimizi bu durumun ortadan kalkmasına ayırıyoruz hep. Bu sadece Zazaca için böyle değil, Nor Radyo’da yayın yapılan başka lehçe ve diyalektler için de böyle. Dilleşmiş veya yeterince büyük kalabalıklar tarafından konuşulan lehçeler için bu durum aşılmış ama Zazaca ve benzer durumdaki dilsel yapılar için daha yeni yeni mevzu oluyor. Yaptığımız şey bir nevi kendi alanının ilklerinden. Bu yüzden de ilerisi için temel oluşturmasının ağırlığı biniyor sırtımıza. Anlayacağınız işimiz zor.