Ermenistan’daki Ezidi kadınların ve kızların günlük yaşamdaki sorunları ( I )

[ A+ ] /[ A- ]

Nişan Güreh

Günümüzde araştırmacılar, herhangi bir toplumu veya etnik topluluğu incelerken ve onun hakkında herhangi bir tanımlama yaparken, öncelikle o toplumun kimliğini ve kendine has özelliklerini anlamaya çalışırlar. Yani araştırmacılar, toplumun demografik verileri ve dağıldığı coğrafyadan başlayarak toplumun kendini nasıl adlandırdığını, dil, dini aidiyeti, kültürel özellikler gibi kriterler üzerinden onları anlamaya çabalar.

Raporun Amacı

Bu yazı, Ermenistan’da yaşayan Kürt ve Ezidi kimliği arasında yapılan benzetme ve ayrışmaya dair onlarca yıldır süren siyasi ve bilimsel tartışmalar ile ilgili yapılan güncel ve geniş kapsamlı bir rapor üzerinedir. Ermenistanlı araştırmacılar Isabel Broyan, Parandzem Paryan, Hayastan Martirosyan ve Eviya Hovhannisyan tarafından hazırlanan raporda, Ermenistan’da yaşayan Ezidi toplumundaki kız çocukların ve kadınların güncel sosyo-kültürel durumlarının ve maruz kaldıkları hak ihlallerinin tespit edilmesi ve sorunların çözümünde önerilerini sundu. Araştırmacılar, bu rapor kapsamında Ezidi kadınların kendi toplumlarında nasıl algılandığını, erken yaşta evlenen ve eğitim-öğretim hayatını yarım bırakan Ezidi kadınların kamusal yaşamdaki rolünü nasıl etkilediğini, Ezidi kız çocuklarının uğradığı hak ihlallerini ve Ermenistan devletinin bu ihlallerin önüne geçmek için hangi adımları atabileceğini araştırdı.

Araştırma 2019 yılının Ağustos – Kasım ayında, Ermenistan’da Ezidilerin yaşadığı Armavir ve Ferik bölgesiyle, Aragatsotn bölgesindeki Alagyaz köyünde yürütüldü. Araştırmanın empirik aşamasında, Erivan’da alanlarında uzmanlar kişilerle derinlemesine görüşmeler yapıldı ve yerleşim yerlerinde gözlemlerde bulunuldu. Ezidi halkının temsilcileriyle, antropologlarla, hükümet temsilcileri ve kamu görevlileriyle odak grup görüşmeleri yapıldı. Alan araştırmasının yanı sıra bu konuyla ilgili mesleki literatür, çok sayıda arşiv belgesi incelendi.

Rapor altı alt başlıktan oluşuyor: Ezidi kadınların 19. yüzyılda kamusal yaşamdaki rolü, Sovyetler Birliği yıllarında Ezidi kadınlarının kamusal alandaki rolü, Sovyet sonrası ilk yıllarda Ezidi/Kürt toplumu, Sovyet sonrası kurulan Ermenistan Cumhuriyeti’nde yaşayan Ezidi toplumunun sosyal ve eğitim sorunları, günümüzde Ezidi topluluklarında erken yaşta evlilik sorunu ve Ezidilerin günümüzdeki sosyal sorunları ve ihtiyaçlarının giderilmesi incelendi. Bu makale üç parça olarak yayınlanacak. Birinci kısımda Ezidi kadınların 19. yüzyılda kamusal yaşamdaki rolü, Sovyetler Birliği yıllarında Ezidi kadınlarının kamusal alandaki rolü üzerindeki çalışma incelenilecek.

Sovyetler Birliği’nin Ezidi Politikası

SSCB’nin etnografya/etnoloji bilimine yaklaşımları ve ulusal azınlıklara yönelik etnosentrik politikası koşullarında Ezidiler, Kürt halkı içinde yaşayan dini bir azınlık (1) olarak görülüyordu. 1988’de başlayan ulusal bağımsızlık hareketlerinin sonucunda Müslüman Kürtlerin çoğunluğu Ermenistan’ı terk etti. Çeşitli siyasi platformlardan Ezidi halkının haklarının karşılanmasına yönelik talepler (2) duyulmaya başlandı.

Ezidilerin bir devletinin olmaması ve Ezidi halkı asimilasyona maruz kalmamak için izole bir şekilde yaşadıklarından dolayı bugüne kadar Ezidiler hakkında kamuya açık bilgiler çok yüzeyseldir. Ezidi dininin yanlış yorumlanması (örneğin Ezidilerin Şeytan’a taptığı düşüncesi) nedeniyle bu halk tarih boyunca düşmanca bir ortamda hayatta kalmaya zorlandı ve dini inançlarını ve geleneklerini gizlemek zorunda kaldı. (3)

Ezidilerin Sovyetler Birliği yıllarında ve sonrasında Ermenistan’da nasıl yaşadığı, Sovyet araştırmacılarının yanı sıra batılı gezginler ve misyonerler sayesinde mümkün kılındı. Ezidiler, Sovyet Birliği’nin ilk yıllarında yapılan nüfus sayımlarında ayrı bir grup olarak görülse de, 1930’lardan itibaren dilsel benzerlik temelinde Kürt olarak sayıldı(4). Ezidiler, bu nedenle SSCB’nin resmi belgelerinde Kürt veya Ezidi Kürt olarak kayıtlara geçti. SSCB’nin dağılmasından sonra, Ermeni hükümeti Ezidileri etnik Kürtlerden ayırdı.

Ezidi Kadınların 19. Yüzyılda Kamusal Yaşamdaki Rolü

19. Yüzyıla kadar, Osmanlı İmparatorluğu’nun doğu bölgelerini ziyaret eden bazı Avrupalı seyyahlar, yazılarında ve hatıralarında Ezidi kadınlardan bahsetmiştir. Gezgin Frederick Forbes’a göre, “Ezidi kadınlar, Müslüman kadınların aksine yüzlerini gizlemezlerdi. Ev işleriyle uğraşırlar, Avrupa ülkelerinde olduğu gibi erkeklerle etkileşime girerlerdi…” (5). Ezidi kadınlar ağırlıklı olarak ev işleriyle ve hayvancılıkla uğraşırlardı. Forbes, Ezidi kadınların evin temizliğine özellikle dikkat ettiğini belirtir. (6) Bir diğer gezgin diplomat Layard da anılarında Ezidi kadınların onunla çekinmeden özgürce iletişim kurduklarını yazar. “Ağaçların gölgesi altında otururken kızlar etrafımda gülüyorlardı, sonra kıyafetlerime bakmaya başladılar, kendilerine garip gelen şeyler hakkında sorular sordular. İçlerinden en cesuru bana yaptığı boncuklarından birini hediye etti (…), diğerleri o sırada (…) belli bir mesafede duruyor, saçlarına kır çiçekleri örüyordu.” (7) Fakat araştırmacı Isya Joseph’e göre, “Ezidi kadınlar, tanımadıkları erkekler onlara baktığında yüzlerini etekleriyle kapatmak zorunda kalıyordu.”. (8)

Ezidilerin dini ve siyasi liderleri olan ‘Emir’ veya ‘Mir’ kadınlarının tarihsel olarak Ezidi toplumunun yönetiminde oy kullanma hakkına sahip olmaları dikkat çekicidir; hatta bazı durumlarda Ezidi kadınları halkını fiilen yönetmişlerdir. Ezidilerin en ünlü kadın lideri olan Maya Hatun halkına fiilen önderlik etti, sadece Ezidiler arasında değil, diğer toplumlar tarafından da saygı gördü. (9).

Svetlana Byloz, bir makalesinde, iki kabilenin savaşırken, bir kadının savaş alanında aralarına başörtüsünü attıktan sonra savaşın bittiğini anlatır. Başka bir geleneğe göre, kadınlar zekalarıyla ve güzelliğiyle öne çıkarken, erkekler de annelerinin adıyla anılırdı. Evde kadının eşit oy hakkı vardı, kız veya erkek evladın evliliğine annenin rıza göstermesine özellikle önem verilirdi. Bayloz, ayrıca Ezidiler tarihinde eşinin vefatından sonra uzun bir süre bütün bölgeyi yöneten Adela Hanım’dan da bahseder.

Ama bu özgürlük görecelidir. Ezidi kadınlarının aşiretlerini yönettiğini veya kamusal yaşamda özel konumlara sahip olduğunu gösterir. Bunun nedenlerinden biri de geleneksel yaşam tarzı ve eğitim eksikliğidir.

Kadın bir sürü dertten mustariptir. Ev işlerini yapmak ve diğer faaliyetlere katılmak zorundadır. Genç kadının durumu özellikle daha zordur. Herkesten önce kalkması, her şeyi temizlemesi, herkese hizmet etmesi, daha sonra yatması gerekmektedir. Torunları olan kadının en büyük kızlarıyla konuşmadığı, erkeklerle yemek yemediği de bilinmektedir.

Böylece farklı bir dini ve kültürel ortamda yaşayan Ezidi kadınlar, ülkenin sosyal ve siyasi yaşamına katılım konusunda daha savunmasız hale gelmişlerdir.

Sovyetler Birliği Yıllarında Ezidi Kadınının Kamusal Yaşamdaki Rolü

Ezidiler, günümüz Ermenistan topraklarına 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında Osmanlı İmparatorluğu’ndan zorunlu sürgünün sonucunda yerleşti. Sovyetler Birliği’nin, dinin değil, dili ulusal kimliğin bir işareti olarak görmesi dikkate değerdir. (11) Bu nedenle birçok resmi kaynak ve belgede “Ezidi” kelimesi kaybolmuştur. Ezidilerden, erken dönem Sovyet nüfus belgelerinde ayrı bir etnik grup olarak bahsedilir, ancak 1930’lardan beri tek bir Kürt ulusu olarak temsil edilirler. (12)

Etnograf Yuri Chursin’e göre (13), Sovyet iktidarı kurulmadan önce Ermenistan’da yaşayan Kürtler arasında erken yaşta evlilikler vardı. Erkekler 15-16, kızlarsa 12-13 yaşında evleniyordu. Üstelik bunlar akraba evliliklerdir, yani evlenenler genellikle kan bağı olan kişilerdir.

Sovyet iktidarının kurulmasından sonra Güney Kafkasya ülkelerinde siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda köklü değişiklikler yaşanmaya başlar. Sosyo-politik sisteme entegre olmak ve uyum sağlamak için yeni mekanizmalara ihtiyaç vardır. Ezidi topluluğunun özel kapalı yapısı ve aşırı dindarlığı, yeni sisteme entegrasyon sürecini karmaşıklaştırır. Etnograf Tatyana Aristova, genç Ezidi kadınların geleneksel Ezidi dini bayramlarına katılmasının Sovyet kimliğinin oluşumuna büyük zarar verdiğini düşünmektedir. Rya Taza gazetesinde yayınlanan bir makalede Aristova, “böyle bir mücadelenin şiddet içermeyen geniş çaplı açıklayıcı çalışmalarla ifade edilmesi gerektiğini”(14) belirterek, dini kalıntılara karşı mücadele edilmesini önerir. Ona göre ateist propaganda, inananların SSCB’nin ideolojisinden sapmayacağı şekilde yapılmalıdır.

Gürcistan’da yayımlanan ‘Zarya Vostoka’ gazetesinde çıkan habere göre, 1923’ten beri Güney Kafkasya bölgesindeki Ezidi/Kürt aydınlarıyla birçok konferans ve toplantı düzenlendi. Bu konferans ve toplantılarda gündelik yaşam, aile, başlık parası ve kan davası gibi konular tartışıldı. (15) Talin bölgesinde 1926’da düzenlenen Kürt konferansında altı Ezidi delege katıldı. (16)

Sovyet yöneticileri, eğitimsizlik ve geleneksel değerlerin yeni sisteme entegrasyon için eğitim seferberliğine girişir. “Rya Taza” gazetesine göre, 1931-1932 eğitim -öğretim yılında (5 Temmuz 1932, 6 Ocak 1933) Talin bölgesindeki 606 öğrenciden 228’i Ezidi kız öğrencidir, Aparan bölgesindeyse 12 Kürt/Ezidi okulunda 538 öğrenciden 245’i kızdır. (17)

Ülkenin her yerinde yetişkinler için eğitim merkezleri açılır. “Rya Taza” gazetesine göre, neredeyse tüm Ezidi/Kürt köylerinde okuma yazma merkezleri faaliyet gösterir․ Aparan’ın Büyük Ghajushlu (şimdiki Alagyaz), Mirak, Gharjaris, Karsansar köylerinden 142 kadın okuma yazma öğrenmek için başvurur. (…) 1933 Talin bölgesindeki Gyalto köyünde Komsomol üyeleri, 43 kadın ve 40 erkeğe okuma yazma öğretir. (…) Aştarak bölgesinin Şamiram köyünde 52 kişi eğitim görür.” (18)

1930’larda Ermenistan Komünist Partisi Birinci Sekreteri Ağasi Khanjyan, Ezidilerin/Kürtlerin eğitimine doğrudan destek olur. 1931’de Erivan’da yatılı Kürt pedagoji okulu açılır. Ezidi (Kürt) öğretmenlerin yetiştirilmesinde önemli bir rol oynar. Birkaç sene sonra Erivan’da Ezidi/Kürtçe kadın öğretmenler için iki yıllık eğitim programı başlar.

Sovyet yıllarında Ermenistan’daki Ezidilerin/Kürtlerin sosyo-kültürel yaşamının harekete geçirilmesine çok dikkat edilir. 1926 yılında Ezidilerin hayatını anlatan “Zare” filmi çekilir. Film, bir Ermeni kültürel figürü olan Hamo Beknazaryan tarafından yönetilir. Daha sonra, Ezidi topluluklarına yeni bir soluk getiren Kürt Halk Gezici Tiyatrosu kurulur. Birçok Ezidi kadın tiyatroda sahneye çıkar. Tiyatro kafilesinin SSCB ülkelerinde turneye çıkması dikkat çekicidir.

SSCB’nin politikası Ezidi kadının kısmen özgürleşmesine katkıda bulunur. Ezidi kadınlara erkeklerle eşit eğitim alma ve yerel meclislerin çalışmalarına katılma fırsatı verilir. 1960’lardan beri Ermenistan’da faaliyet gösteren bir Kürt gençlik örgütü, Ezidi / Kürt kadınlarını Sovyet Ermenistan’ının sosyal ve siyasi yaşamına aktif olarak katılmaya çağırır (19): “Geçmişte Kürt kadınının oy hakkı yoktu, şimdi cesurca sahneye çıkıyor ve sözünü söylüyor. Okullarımız, kütüphanelerimiz, Ezidi dans gruplarımız var. Bu gençlik örgütünün bir basın açıklamasında, “Birçoğumuz daha önce Kürtlerin erişemeyeceği orta ve 20 yükseköğrenim görüyoruz” diye bahseder.

1970’de Rya Taza gazetesinde Svetlana Bayloz’un “Kürt kadını dün, bugün” başlıklı makalesi yayımlanır. Makale, geçmişte bir Kürt kadınının ev işlerini nasıl yönettiğinden, ev işlerine nasıl katılmak zorunda kaldığından bahseder. Ancak yazar, Kürt kadınlarının ülkenin kamusal yaşamına aktif katılımına dikkat çeker: “… Aparan bölgesindeki Camuşavan köyünden Mara Ali, Ermeni SSCB Yüksek Şura üyesidir, Atlas Süleymanova Şarşarisa ve Kurubohaza köylerinin köy meclisindeki ortak temsilcisidir” diye not düşer. Son olarak Bayloz, Sovyetler Birliği’ndeki Kürt kadınlarının kamusal yaşama katılımları için çok önemli olan pedagojik, tıp, mühendislik ve diğer mesleki eğitimleri aldıklarını vurgular.

Böylece SSCB’nin ‘geleneksel yaşam biçimini ortadan kaldırmayı hedefleyen politikası’nın, Ezidi kadınların eğitim almaya başlamasına ve ülkenin sosyal ve siyasi yaşamına katılmalarına katkı sağladığı gözlemlenir.

Kaynaklar:

1) Езиды//Народы мира: историко-этнографический справочник / Гл. ред. Ю. В. Бромлей. М.: Советская энциклопедия, 1988. С. 162,

2) Иванов М., Политика и общество: судьба советских курдов // Восток (Oriens), 2014, №6. С. 62,

3) Ackermann, A., “A Double Minority: Notes on the Emerging Ezidi Diaspora”, In Diaspora, Identity and Religion: New Directions in Theory and Research, edited by W. Kokot, K. Tölölyan and C. Alfonso, 156–69. London: Routledge, 2004

4) United Nations High Commissioner for Refugees, Status Determination and Protection Information Section (DIPS). The Human Rights Situation of the Ezidi Minority in the Transcaucasus. https://www.refworld.org/pdfid/485fa2342.pdf. 2008. Accessed 15.11.2019. P. 9

5) Forbes, Frederick. “A Visit to the Sinjár Hills in 1838, with Some Account of the Sect of Yezídís, and of Various Places in the Mesopotamian Desert, between the Rivers Tigris and Khábúr.” Journal of the Royal Geographical Society of London, Vol. 9. P. 427.

6) a.g.e., s 427

7) Layard, Aysten Henry. Nineveh and Its Remains: With an Account of a Visit to the Chaldean Christians of Kurdistan, and the Ezidis, or Devil-worshippers; and an Enquiry into the Manners and Arts of the Ancient Assyrians. London: John Murray. 1849. P. 295.

8) Joseph, Isya. Devil Worship: The Sacred Books and Traditions of The Ezidis. CreateSpace Independent Publishing Platform. 2016. P. 99,

9) Guest, John S. Survival Among The Kurds: A History of the Ezidis. NY: Routledge. 2010. P. 191

10) Байлоз, Светлана. “Курдская женщина вчера и сегодня”. Архив РА “Риа Таза”, фонд 1407, список 27. 1970

11) United Nations High Commissioner for Refugees, Status Determination and Protection Information Section (DIPS). The Human Rights Situation of the Ezidi Minority in the Transcaucasus. https://www.refworld.org/pdfid/485fa2342.pdf. 2008. Accessed 15.11.2019. P. 9,

12) United Nations High Commissioner for Refugees, Status Determination and Protection Information Section (DIPS). The Human Rights Situation of the Ezidi Minority in the Transcaucasus. https://www.refworld.org/pdfid/485fa2342.pdf. 2008. Accessed 15.11.2019

13) Чурсин Г. Ф., Филиппович Л. А. География Закавказья. Тифлис, 1929

14) Аристова, Т. Ф. “К вопросу о религиозных пережитках в курдских семьях”. Архив РА “Риа Таза”, фонд 1407, список 27, 1961,

15) Заря Востока. No 1048. 1926

16) a.g.e

17) Риа Таза. 22 апреля. 5 июля. 19 июля. 1932

18) Риа Таза. 12 ноября. 1937

19) Kürk Gençlik Derneği’nin 1960 yılındaki Kürt kadınlarına yönelik ilanı