Müzik ‘Öteki’yi Alt Etti, Halklar Buluştu

[ A+ ] /[ A- ]

Gülşen İŞERİ
Birgün Gazetesi

“Ve karanlıklar senaryosunu parçaladığımızda
Bütün şarkılarda kendi dilinde
Şu nakarat dillenir
Bütün Halklar Kardeştir”
Bekir Kilerci

Yüzyıllardır bir birini anlamaktan, birbirinin diline tahammül etmekten uzak bir coğrafyada yaşadık. Kendinden olmayanı ‘öteki’ olarak adlandırıp, kültürlerin yok edilmesine zemin hazırlandı. Bugün baktığımızda acılarla dolu tarihi görüyoruz… Çerkeş oldukları için hain, Kürt oldukları için bölücü ilan edilen halklar vardı bu topraklarda. Laz oldukları için dalga geçildi, Arap oldukları için pis, Türkmen oldukları için barbar denildi. Yine bitmedi; Aleviler, Alevi oldukları için mum söndürenler olarak ilan edildi. Ermeni veya Rum olmaksa küfürden sayıldı. Tüm bunlar attığımız her adımda karşımıza çıktı. ‘Ötekileştirmek ne kadar da kolaydı…

YENİ MELEK’TE “BİZ VARIZ”

Ama bu ötekilerin söyleyecek sözü vardı, söyleyecek şarkıları, türküleri… Söyleyecek çok şeyleri vardı. İşte tüm bunlar için farklı dilden şarkılar söyleyen sanatçılar aldılar enstrümanlarını ellerine, çıktılar sahneye.
Bu yıl Halkların Dostluğu Girişimi tarafından ikincisi düzenlenen Halkların Buluşması konseri önceki gün Yeni Melek Gösteri Merkezi’nde yapıldı.
Yeni Melek bu kez acıyı ve coşkuyu ağırlıyordu sahnesinde. “Biz varız” diyenlerin sesi yankılanacaktı sahneden… Ama şunu söylemeden de geçmeyelim: Salonbir hayli soğuk olmasına rağmen, boş yer bulmak imkânsızdı. O ayaza rağmen inatla bekleyen izleyici/dinleyicinin sabrına hayran kalmamak olmaz.
Soğukluğun nedenine gelince; bu da Yeni Melek’in yönetimi ile ilgili… Konser öncesi ısıtılması gereken salon neden ısıtılmamıştı acaba? Soğuk, o salondan tek bir kişinin çıkmasına yetmedi. Sonrasında az da olsa ısıtmak zorunda kaldılar. Bir daha ki konserlerin sıcak geçmesini umuyoruz.
Gelelim Halkların Buluşması konserine… Konser, ÖDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras’ın konuşması ile başladı. Hemen sonarsında ise Grup Laterna sahne aldı. Aynı coğrafyayı, aynı denizi ve benzer kültürleri aynı ezgilerle kucaklayan Laterna, geleneksel Türk – Yunan müziği örneklerinden günümüz popüler formlarına kadar uzanan geniş bir yelpazede çeşitli örnekler (rembetika, laika; xasapiko, tsiftetelli, kalamatia, sirtaki, karşılama,) sunuyor bize.
Repertuarında geleneksel rembetikalardan hem Türkiye’de hem de Yunanistan’da söylenen İstanbul ve İzmir şarkılarına, ve içlerinde geleneksel duyuşta, günümüzde popüler olmuş, laika’lara kadar farklı türlerden örnekler barındıran Laterna’nın müziğine doyamadık dersek yeridir… Repertuar sınırlı, çıkacak olan grup fazlaydı…
Konserin ilginç konuğu ise Hakkâri’de Kürtçe Heavy Metal yapan Ferec gurbuydu. Ferec, her ne kadar metal müzik yapıyor olsa da Hakkârili olmanın ağırlıyla icra ediyor müziğini. “Küçükken başımızda helikopterler uçardı, biz onlarla oynardık… Meğer o helikopterler ölüm saçıyormuş…” dedi ve ‘Helikopter’ şarkısını söyledi.

TÜM DİLLERDEN EZGİLER…

Bu topraklarda hâlâ acısını hissettiğimiz ezgidir Ermenice. Keops da “ötekilerin karşısındayız” diyerek çıktı sahneye… 30 yıla yakın bir süredir rock, caz, blues soundunda çalışıyor. Ama bugün Ermenice ezgiler seslendirdiler. Hrant Dink’i unutmamışlardı… Hrant için söylediler ‘Sarı Gelin’i… Sonra ‘Dle Yaman’ dediler… Sonra sloganlar yükseldi salondan: “Hepimiz Ermeni’yiz, hepimiz Hrant’ız…”
Ve grup Helesa… Türkçe, Pontus Rumcası, Lazca, Gürcüce ve Hemşince ezgiler icra eden grup, Doğu Karadeniz kıyılarında dolaştırdı dinleyiciyi… Ayşenur Kolivar’ın sınır tanımayan sesinde, iki kıyı yan yana geldi… Sınırlar ortadan kalkıverdi bir an. Suemala ezgisiyle başladı Grup Helesa, sonra horon… Sahnedeki performansla da seyirciyi kendine hayran bıraktı.
Uzun zamandır Arto Tunç Boyacıyan’la çalışan Yaşar Kurt da sahnedeki yerini aldı. Bu kez farklı bir tarzla karşımızdaydı. Kurt, Ermenice söyledi… Rahip, besteci, koro şefi, şarkıcı ve etnomüzikolog Gomidas’ın iki eserini seslendirdi.

SINIRLAR ŞARKILARLA KALKTI

Birol Topaloğlu, tulum ve kemençesiyle seslendirdi ezgilerini… Sonrasında Naif duruşu ve söylemiyle Nevzat Karakış çıktı sahneye. Halklar kardeşti bu konserde.
ASİ-DER bünyesinde çalışmalarını sürdüren Arap Müziği Atölyesi, Doğu Akdeniz bölgesinin geleneksel Arap müziğiyle sahnedeydi. Hüseyin-Ali Rıza Albayrak deyişlerle katıldı. Gürcüce ve Türkçe ezgiler icra eden Kafdağı Müzik Topluluğu otantik ezgiler yorumladı.
Nedret Ural, Kürtçe anonim türküleriyle Umut Küsen, Süryanice ezgileriyle Yakup Atuğ farklılıkları bir arada yaşattılar.

AKA-DER Mozaik Halk Oyunları Topluluğu Ege’den Doğu’ya Uzanan oyunlarıyla göz kamaştırdı. AKA-DER Çocuk Korosu ise 4 yıl önce Fatsa Çocuk Korosu deneyimi üzerinden kurulan bir koro… Varoşların yoksul çocuklarından oluşuyor. Etkinlikte ise en büyük alkışı çocuklar aldı.
Son olarak sahne alan sanatçılar hep bir arada yeniden sahneye çıktılar ve herkes kendi dilinde doğaçlama ezgiler söyledi. Etkinlik ‘ötekiyi’ alt etti… Çocuklarla varoşa inildi, halk oyunlarıyla Newroz ateşi yakıldı. Kıyılar ve sınırlar şarkılarla kaldırıldı… ‘Çok gövdeli bir ağacın ortak meyveleri’ oldular…
Öteki yoktu, halkların kardeşliği vardı. Salondaki dinleyici de öyle diyordu: ‘Yaşasın halkların kardeşliği…’