Nüfus Kayıtlarında Soy Kodu Damgası

[ A+ ] /[ A- ]

fft16_mf1575569

Ferda BALANCAR
Agos

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde kaleme alınan resmi bir yazı, devletin 90 yıllık sırrını açığa çıkardı. Bu yazıdan öğreniyoruz ki Cumhuriyet’in kurulduğu 1923 yılından bugüne ‘vukuatlı’ nüfus kayıtları gizli olarak ‘soy kodu’ taşıyor. Bu kayıtlarda Ermenilerin soy kodu ise ‘2’ sayısıyla ifade ediliyor. Nüfus ve vatandaşlık müdürlüklerinde gizli tutulan ‘soy kodu’, talep eden resmi kurumlara bir yazıyla bildiriliyor.

Ermeni kimliğine geri dönen bir annenin, çocuğunu Ermeni anaokuluna kaydettirme mücadelesi ve resmi damgalı bir belge sayesinde Cumhuriyet’in ‘soy esasına göre fişleme’ geleneğinden hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde haberdar olmuş oluyoruz. Şimdi, hükümetin, İçişleri Bakanlığı’nın, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün bazı sorulara cevap vermesini bekliyoruz.

Soy kodu uygulaması hangi amaçla yürürlüğe konmuştur? Bugüne kadar hiçbir hükümet neden bu uygulamaya son vermemiştir? Hangi vatandaşlar, hangi soy kodu ile tanımlanmıştır? Bu soy kodu uygulaması yargı kurumları tarafından da dikkate alınmış mıdır? Alınmışsa, yargı süreçleri bundan ne şekilde etkilenmiştir? Yeni anayasayı tartışan TBMM ve hükümet, bu uygulamanın sona erdirilmesi için girişimde bulunacak mı?

90 yıldır ‘soy kodu’ ile fişlemişler

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden Şişli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gönderilen resmi bir yazı, Türkiye’de nüfus kayıtlarıyla ilgili bugüne kadar bilinmeyen bir gerçeği gün ışığına çıkardı. İstanbul İl Milli Eğitim Müdür yardımcılarından birinin imzasını taşıyan resmi yazıda, 1923 yılından bu yana ‘vukuatlı’ nüfus kayıtlarının gizli ‘soy kodu’ taşıdığı belirtiliyor. Aynı yazıda soy koduna örnek olarak ‘Ermeni vatandaşlarımızın soy kodu 2’dir’ ifadesi yer alıyor.

Bir geri dönüş hikâyesi

Her şey İstanbul’daki bir Ermeni anaokuluna çocuğunu kaydettirmek isteyen bir ebeveynin verdiği mücadeleyle başladı. Öğrencinin velisi olmak isteyen anne, vaftiz olup kendi kimliğine dönmüş bir Ermeni. Anne, atalarının kimliğine geri dönerken, nüfus cüzdanındaki din hanesini Hıristiyan olarak değiştirir; çocuğun babasının kimliğinin din hanesinde ise Müslüman yazmaya devam eder. Anne babanın çocuklarını kaydettirmek istedikleri Ermeni anaokulunun müdürlüğü ise, yasal mevzuat gereği kendilerine şu cevabı verir: “Milli Eğitim’den okula kayıt yaptırmanızda bir sakınca olmadığına dair resmi izin belgesi alın.”

Ailenin avukatı İsmail Cem Halavurt, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvuruda bulunarak, çocuğun Ermeni anaokuluna kayıt yaptırmasının önünde bir engel olmadığına dair resmi yazı talep eder. Avukat Halavurt’un talebini değerlendiren İstanbul İl Milli Eğitim Müdür Yardımcılarından Ahmet Molak, Şişli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne hitaben resmi bir yazı yazar ve Halavurt’a bu yazıyla birlikte İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvurmasını söyler. Molak’ın imzasını taşıyan resmi yazıda şu ifadeler yer alıyor:

“… Söz konusu okullara kayıt olacak öğrencinin velisinin mahkeme kararı ile din, isim, mezhep değiştirip değiştirmediğinin bilinmesi, 1923 yılından bu yana ‘Vukuatlı’ nüfus kayıtlarının gizli soy kodunun da (nüfus kayıt örneğinde Ermeni vatandaşlarımızın soy kodu 2 dir) çıkartılması gerektiğinden ancak adı geçen öğrencinin velisinin ilgili nüfus ve vatandaşlık müdürlüğünden nüfus kayıt örneğinde gizli soy kodunun 2 olması halinde kaydının yapılabileceği hususunda gereğini rica ederim.”

Bakanlık ne diyecek?

Avukat Halavurt ve ailenin, çocuğun Ermeni anaokuluna kayıt olabilmesi için verdikleri mücadele hâlâ sürüyor. Şimdi bir resmi mercinin kendilerine ‘Evet sizin gizli soy kodunuz 2’dir, çocuğunuzu Ermeni okuluna kaydettirebilirsiniz’ demesini bekliyorlar. Bu talebe cevap veren resmi bir merci henüz yok. Ancak, iki resmi kurumun, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü ile bağlı olduğu İçişleri Bakanlığı’nın kamuoyuna 1923’ten beri gizli olarak uygulanmakta olan ‘soy kodu’nun ne anlama geldiğini ve neden böyle bir uygulamaya gerek duyulduğunu bir an önce açıklaması gerekiyor.

Editörün notu: Radikal’den İsmail Saymaz’a konuşan bir nüfus idaresi yetkilisi, ‘soy kodu’ uygulamasının Lozan’da azınlık statüsü tanınan Rum, Ermeni ve Yahudiler için söz konusu olduğunu, Rumlara 1, Ermenilere 2, Yahudilere de 3 kodunun verildiğini söyledi. Üç grup dışındaki topluluklara kod verilmediğini söyledi.