Sarıalan köylüleri: Kuzey Ege’nin Türkmen Dağı yok olmasın

[ A+ ] /[ A- ]

Evlerinin, tarlalarının yakınında altın ve bakır cevheri çıkarılmasını istemeyen Balıkesir’in Sarıalan köylüleri projeye, “Türkmen Dağı’nın böğründe cehennem çukurları açılacak, zehirli atık dağları yükselecek. Tarım ve hayvancılık yapılamaz hale gelecek. Altın madenini istemiyoruz. Daha niye ısrar ediyorsunuz?” diyerek tepki gösterdiler.

Balıkesir’in İvrindi ve Altıeylül ilçelerine bağlı Gökçeyazı, Sarıalan ve Sofular köylerini içine alan ve çoğu orman alanı olan 16 hektarlık arazide maden projesini başlatan CVK Madencilik, “ÇED Gerekli Değildir Kararı” ile işletme ruhsatını aldı. Firma sondaj faaliyetlerine devam ettikten sonra 1563 hektarlık ruhsat alanında 856 hektarlık bir alan için ÇED Raporu hazırladı.

Maden sahasına 230 metre uzaklıktaki Sarıalan Köyü’nde geçtiğimiz temmuz ayında düzenlenen halkın katılım toplantısında köylüler, maden şirketine sordukları sorulara cevap alamadı. “Türkmen Dağı’nın böğründe cehennem çukurları açılacak, zehirli atık dağları yükselecek. Tarım ve hayvancılık yapılamaz hale gelecek. Altın madenini istemiyoruz Daha niye ısrar ediyorsunuz?” diyen köylüler, madeni istemediklerini imzalarıyla tutanağa geçirttiler ve topladıkları imzaları bakanlık temsilcisine verdiler, ancak bu bilgi ÇED Raporu’nda yer almadı.

Ormanlar yok olacak

CVK Madencilik, iki adet açık ocak ve dört adet yeraltı maden işletmeciliği yapmak istiyor. Şimdilik yer almasa da projeye daha sonra zenginleştirme tesisi ilave edilmesi büyük olasılık. 2023’te üretimin başlaması planlanırken ÇED alanının yüzde 85’ini ormanlık alanlar oluşturuyor. Nesli tükenmekte olan hayvanların bulunduğu ormanlık alanda, 98 bin 470 adet ağacın kesilmesi planlanıyor. 200 hektar alan için bu sayının gerçekçi olmadığını belirten yöre halkı, sayının daha fazla olmasından korkuyor.

Yine ÇED alanı içerisinde bulunan ve üzerinde madencilik faaliyeti planlanan şahıs arazilerinin satın alınması ya da kamulaştırılması planlanıyor.

ÇED alanından Ağulusoğan Çayı ve Kara Dere’nin doğmasına rağmen ÇED raporunda “Bahsedilen dereler kuru özellikte olup akış görülmemektedir” denildi. Ancak konuyla ilgili çalışmalar yapan Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, ölçümlerin suyun en az olduğu dokuzuncu ayda yapıldığına dikkat çekti. Sadece Sarıalan köyünün değil, 15 köyün daha bu projeden etkileneceğine dikkat çeken Dernek Başkanı Süheyla Doğan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, ÇED İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü’ne verdiği dilekçede, “Yerleşim alanlarının ve tarım alanlarının bu kadar yakınında patlatmalı açık ocak madenciliği yapılması bölge halkının yaşamını ciddi anlamda etkileyecek ve köyler yaşanmaz hale gelecek ve bölgeden göçe neden olacaktır” dedi.

Tarla sulamaya su kalmayacak

Açık ocaklardan ikincisinin Sarıalan Dallımandıra Göleti’ne çok yakın olduğunu vurgulayan Doğan, Sarıalan tarlalarının bu göletle sulanmaya başlandığını ancak bu projeyle hem göletin suyunun olası asit maden drenajları ile kirleneceğini ve zehirleneceğini hem de besleyen su kaynaklarının patlatmalarla etkileneceğini ifade etti. Doğan, “Gölete bağlı sulama hatları ÇED alanı içinde kalmaktadır ve DSİ tarafından bu kanalların deplase edileceği belirtilmektedir. Yeni yapılmış ve yapımı için bir sürü kamu kaynağı harcanmış olan kanalların nereye, ne zaman ve nasıl deplase edileceği, finansmanının nasıl karşılanacağı belirtilmemişti Madenin ihtiyaç duyduğu suyu bu göletten alma olasılığı yüksektir. Bu durumda tarla sulamaya su kalmayacaktır” diye konuştu.

‘Altın zenginlik değil, yoksulluk getiriyor’

Balıkesir’in Balya, Havran ve İvrindi ilçelerinde birbirine yakın çok sayıda madencilik projesi bulunduğunu ve bu madenlerin ortak etkisinin hesaplanması gerektiğini kaydeden Süheyla Doğan, altın madenciliğinin hiçbir kamusal yararı olmadığını belirtti. “Dünyanın hiçbir yerinde altın madenciliği çıkarıldığı yere bir zenginlik sağlamamış, tersine hem yoksullaştırmış hem de kirletmiştir” diyen Doğan, Sarıalan köyündeki madenin faaliyete geçmesi durumunda yaşanacaklara dikkat çekti: “Ekosistem bozulacak, doğanın dengesi yok olacak. Pasa dağlarından ‘asit maden drenajı’ meydana gelecek, civardaki dereler, Değirmendere ve Havran Barajı kirlenecektir. Zaten susuzluğun yaşandığı bölgedeki yeraltı suları ve içme suyu kaynakları kirlenecek ya da çekilecektir. Civardaki araziler ve evler ve köyler toz toprak içinde kalacak. Gürültü kirliliği yerleşimleri rahatsız edecektir. Siyanürleme başlarsa bu nedenle de insan sağlığı ve doğa zarar görecektir; zehirlenme, kanser, alzheimer vb. bir sürü hastalıklara yol açacaktır. Köylerde yaşayanlar arasındaki ilişkiler bozulacak, iç barış etkilenecektir. Bergama’da olduğu gibi, madende çalışanlar, çalışmayanlar ayrımı başlayacak, kardeş kardeşe düşman olacaktır. Civardaki tarım arazileri toz ve asit maden drenajı yüzünden kirlenecek, verimsizleşecektir. Hayvancılık da bu faaliyetlerden etkilenecek ve anormal doğumlar, ölü doğumlar başlayacaktır”

Süheyla Doğan ÇED İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü’ne verdiği dilekçede, yerel halkın istemediği ancak CVK Madencilik tarafından yapılmak istenen Sarıalan Altın Madeni Projesi için “ÇED Olumsuz” kararı verilmesini talep etti.

Ankara’da, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda 22 Ocak günü, proje ile ilgili İnceleme Değerlendirme Komitesi Toplantısı yapıldı. Toplantıya Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Derneği’nden iki ve TEMA’dan bir temsilci katıldı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ÇED İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü temsilcilerinin başkanlığında yapılan toplantıya pandemi gerekçesi ile hiçbir kamu kurumu temsilcisinin katılmadığı görüldü. Toplantıda ÇED Raporu’nu hazırlayan firma sunumunu yaptıktan sonra, sivil toplum kuruluşları adına konuşmalar yapıldı, itirazlar sunuldu. İtirazlara firma temsilcisinden çok Çevre ve Şehircilik Bakanlığı temsilcilerinin yanıt vermesi dikkatleri çekerken komisyon üyesi kurumların görüşlerini yazılı verdiği öğrenildi. Bakanlığın görüşleri değerlendirmesinden sonra ÇED kararının açıklanması bekleniyor. Kararın “ÇED Olumlu” çıkması durumunda dava süreci başlatılacak.

Kaynak: Gazete Duvar