Ermeni Vakıflarına Ait Mülkler ‘2012 Beyannamesi’

[ A+ ] /[ A- ]

Hüsnü ÖNDÜL
Evrensel

Siz hiç azınlık oldunuz mu güzel kardeşim?

Safça yanıtladım:
-Hayır olmadım.

-Bir düşünelim, sonra buluşup konuşalım.

Bana bu acı dersi, bir dost meclisinde yıllar önce bir Ermeni hekim vermişti. Kaç kuşaktır buralarda yaşadığını hatırlamıyordu, İstanbul’un köklerindeki atalarının…

Dini ve ulusal-etnik-ırksal yönden çoğunluktan farklıydı, dili de öyle… Ama İstanbulluydu ve devletin adı-rejimi değişmiş olabilir, Türkiyeliydi.

Bir olgu var:

Azınlık olunuyordu ve doğuluyordu.

Tarih dilimine, coğrafyaya ve devletlerin çizdiği “sınır” denilen çizgilere göre ve o tarihte, o coğrafyada geçerli hukuka göre azınlık olarak doğabiliyor, olabiliyordunuz.

İş geliyor bence özellikle yaşanan travmalarla ilgili “hakikati bilme hakkı”nda ve “anlama çabasında” düğümleniyordu.

İnsanlar açısından durum böyle.

Devletler açısından ise insan haklarına saygı yükümlülüğü hatırda tutulması gereken bir ilke…

Hrant Dink Vakfı, hakikati bilme hakkına dayalı olarak anlama çabası göstermek isteyenlere yardımcı olmak üzere harika bir çalışmaya imza attı. Vakıf, ‘2012 Beyannamesi: İstanbul Ermeni Vakıflarının El Konan Mülkleri‘ adıyla bir kitap yayımladı.

Kitap üç bölümden oluşuyor; ‘İmparatorluk’tan Cumhuriyet’e’ başlıklı ilk bölümde, azınlık vakıflarının azınlık toplumunun yaşantısındaki yerini, tarihçelerini, devletin çeşitli tarihlerdeki politik gelişmelere göre attığı adımları, konuyla ilgili yargı kararlarını ve uygulamaları görüyoruz.

‘El Koyma Hikâyeleri’ başlıklı ikinci bölümde, yaşanmış beş el koyma olayı derinlemesine inceleniyor.

Kitabın üçüncü bölümünde ise İstanbul’daki, Apostolik, Katolik ve Protestan Ermeni toplumlarına ait toplam 53 vakfın kısa tarihçeleri ve tespit edilebilmiş el konan mülkleri hakkında bilgiler ve istatistikler yer alıyor.

Vakfın 30 Kasım 2012 tarihli basın duyurusunda şöyle deniyor:

“Araştırma kapsamında, İstanbul’daki 53 Ermeni vakfının yıllar içerisinde toplam 1328 adet taşınmaz edindiği tespit edildi. Bunlardan 580 taşınmaz mülkiyet sorunu yaşamamıştır. 661 adet taşınmaza ise değişik sebeplerle el konmuştur. 1328 taşınmazdan 87 tanesinin akıbeti tespit edilemedi; yani mülkiyet sorunu yaşayıp yaşamadığını bilinmiyor. El konan 661 taşınmazın sadece 143 tanesi, son 10 yıl içerisinde yapılan yasal değişiklikler sonucunda vakfına iade edilmiştir. Bu rakam da 1328 adet vakıf taşınmazının yüzde 10.77’sini oluşturuyor.”

Vakfın duyurusunda şöyle bir ek bilgi de veriliyor:

“İstanbul’da, günümüzde, toplam 53 Ermeni vakfı faaliyet gösteriyor. Bu 53 vakfın bünyesinde, İstanbul’da ibadete açık toplam 48 Ermeni kilisesi, 18 Ermeni okulu, 2 Ermeni hastanesi ve 20 Ermeni mezarlığı bulunuyor. 2012-2013 eğitim yılında, bu 18 Ermeni okulunda toplam 3139 öğrenci eğitim görüyor. İstanbul’da dokuz Ermeni kilisesinin ibadete kapandığı veya tamamen yok olduğu, 34 Ermeni okulunun kapandığı ve 11 Ermeni mezarlığının mezarlık vasfını kaybettiği araştırma kapsamında tespit edildi.”

Kitabın Ankara’da insan hakları örgütlerine tanıtımı 27 Aralık Perşembe günü İHD Genel Merkezi’nde yapıldı.

Kitabı Hrant Dink Vakfı’ndan ücretsiz olarak temin etmek mümkün.

Yeni yıla azınlıkların yaşadıklarının bir boyutuna dair hakikati bilmek ve onların hak ve özgürlüklerini anlamaya çalışmak gibi bir çaba ile girmek istiyorsanız, kitabı edinin ve siz de anlama çabasını göstermeye devam edin lütfen…

Bitirirken şu kaydı da düşmeliyim:

Devletlerin insan haklarına saygı yükümlülüğünü göstermesi bakımından da düşündürücü ve aydınlatıcı bir çalışma ile karşı karşıyayız.